Yemek ve Yamak -1-

Uygar GÜNERB

"Aslında bu çağda önemli bir yazar yok, kimse eskiler gibi samimi ve güzel yazamıyor. Bugün halen eser veren bazı yazarları "ülke yazın tarihinin en önemli yazarlarından" olarak gösterme çabası, "ülke yazını bitmedi" demek için değil, bu şahısla bizzat münasebet kurup "ben o büyük yazarı tanıyorum yahu, iyi arkadaşım" diyebilmek içindir." Bu Kez Güldürmedi, Uygar Günerb, 2013.

"Bu imdat frenini çekince ne oluyor" diye sordu zengin ve yaşlı adam. Okullar bitirmiş olan ama okul bitirmenin tek başına yeterli olmadığı yıllarda yaşıyor ve maalesef bu yaşlı ve zengin adamın yanında çalışıyor olan genç adam, "makinist treni durdurmak zorunda kalır ve bu freni acil bir durum olmadan çeken hakkında ciddi bir para cezası uygulanır" diye yanıtladı.

- Ne kadar çok bu "ciddi para cezası" dediğin? (ekmeğin 80 kuruş olduğu tarihte) 70 milyardan çok mu?
- O kadar yoktur tabii ancak, az bir para da değildir efendim.
- 70 milyar yoksa tamam, diyen yaşlı adam, kapalı ağzındaki tüm dişlerini göstererek imdat frenini çekti. bu diş gösterme, hem bu zengin züppeliğinin getirdiği gülümsemenin bir sonucu, hem de çok güç gerektiren bu kol çekme işini başarmak için kenetlenmenin bir gereği idi.

Yetkiyi, gücü, parayı bulunca şımarmanın klasik örneğidir bu. İnsanlar yetki, güç ve para var olduğundan beri bunları kötüye kullanmıştır. Irksal söylemine katılmamakla birlikte, "çingeneyi kral yapmışlar, önce babasını kesmiş" sözü, tüm anlatmak istediğimizi özetler.

Ben yıllarını yemek eleştirmenliğine vermiş birisiyim. Yanımda bugün Ahmet T. adlı pırıl pırıl bir delikanlı yetişiyor. Yaşım itibarı ile, Ahmet T. son öğrencim olacak gibi gözüküyor. Aslında bu yaşlarda Ahmet T.'yi veya bir başkasını da yetiştirmeyi düşünmezdim ancak nasıl hatırlanacağımı ve yemek eleştirmenlerinin, bugünkü popüler olanları bir tarafa, başka türlü de olabilieceğini gitmeden göstermek istiyorum. Daha önce yetiştirdiğim öğrenciler arasında kendini çok beğenmişler var. İştahla yeyip, bir lira ödemeyip, ustaları veya dükkan sahibini eleştiri içindeymiş gibi aşağılayanlar... Ustalar veya dükkan sahipleri de, gariban, reklamları yapılsın diye bu köpeğe sabır gösteriyorlar.

Yaşlandıkça sapıklaşan diğerleri gibi ben de durumu müstahcen biçimde anlatacağım. Herkes bilir, hikaye bu ya, soğukta mahsur kalan iki arkadaş, soğuktan donmamanın yollarını ararlar, ısınmak için hareket olsun diye, biri diğerine cinsel münasebette bulunmayı teklif eder. Arkadaşı önce yanaşmaz; sonra daha da üşüdükçe "yalnızca ısınana kadar devam etmesi" şartı ile kabul eder. Arkadaşı "önce ben iş tutayım" der ve başlar; saatler geçer, "iş tutan" arkadaşı, henüz yeterince iş tutamamış olacak ki durmaz. Bir ara, münasebeti zorla kabul eden kişi "kardeş, ısınmak için yapıyorsan tamam ama, s.kiyosan harbi ayıp ediyosun" der. Onun gibi, eleştiriyorsan tamam ama düz hakaret ediyorsun ve ayıp ediyorsun eski öğrencim; bir gün o ustalar da ısınmak isterler!

Hiç yorum yok: