Mahsun Kırmızıgül Film Çekerse Ben de Albüm Çıkarırım

İbrahim BAŞARIR

Cem'e internetimi bağlattıktan sonra o akşam güzel bir uyku çekmiştim fakat ertesi gün yaşayacağım şoku bilmiyordum. Ertesi sabah kalktım, her zamanki gibi mükellef kahvaltı soframa oturdum ve gazeteleri okumaya başladım; sofradaki huzurum okuduğum habere kadar sürdü. Tuna Kiremitçi'nin albüm çıkardığını görünce bütün tadım kaçtı. Artık bu adam çok oluyordu, birisinin buna haddini bildirmesi gerekiyordu, ahtapot gibiydi, her yerden karşıma çıkmayı başarıyordu. Benimse bu harekete en yakın zamanda bir cevap vermem gerekiyordu.

Ben de yakın hısmım İbrahim Tatlıses'e sığındım, ondan bana kucak açmasını, çıkaracağım türkü albümüme yapımcı olarak destek olmasını rica ettim. Planlarımızı ve yapacaklarımızı ertesi haftasonu Musa Ocakbaşı'nda konuşmak üzere sözleştik. İşte sonunda hep hayalini kurduğum şey gerçekleşmeye başlamıştı; aslında bu yüzden Tuna Kiremitçi'ye teşekkür bile etmeliydim. Hep aklımda olan ama hayata dökmek için girişimde bulunmadığım albüm fikrinin canlanmasına bu hasmım yardımcı olmuştu aslında. İbo'yu aradıktan sonra albümde söyleyeceğim türküleri kafamda şekillendirmeye başladım. Öncelikle aile eşrafının Diyarbakır yöresinden sevdikleri türklüleri toparladım çünkü köklerim oraya aitti ve bu durumumu albüme yansıtmalıydım.

Yaşar Kemal denince akla nasıl Adana geliyorsa, E.B denilince de Diyarbakır hatırlanmalıydı. Diyarbakır ekseninde ama yörenin diğer kentlerini de hatırlayarak bir repertuvar oluşturmaya başladım. Cumartesi günü belirlediğmiz saatte ocakbaşında buluştuk İbo'yla. Çöp şişlerimizi söyledik, rakımızı koyduk ve imzalarımızı dağıttıktan sonra (İbo'ya ilgi benden fazlaydı, bu durum beni biraz rahatsız etti ama yansıtmamaya çalıştım) buluşmamıza neden olan konuya geldik. Seçtiğim parçaları ona sundum, gece boyunca yiyerek ve içerek albümde bulunacak parçaları konuştuk. Ertesi hafta stüdyoya girmek için sözleştik ve mekandan ayrıldık.

Eve geldiğimde çok mutluydum, T.'ye (tekrar uzun uzun o şahsın adını bu yazıya yazmayı tercih etmiyorum) bir ders vermeye çok yakındım; artık E.B ile yarışmanın ne demek olduğunu o adama öğretecektim.

Stüdyoya sonunda girdim, kafama o hep magazin programlarında gördüğüm kulaklığı geçirdim ve türkülerimi çığırmaya başladım. Şive yapmam gerektiğinden albüme girmeden önce 1 haftalık bir Diyarbakır seyahati gerçekleştirmiştim ve bunun yararını çokça gördüm. Bu konuda en büyük destekçim olan İbo da sanki kırk yıldan beri Diyarbakır'da kalıyormuşçasına türküleri söylediğimi belirtince iyice zevkten dört köşe olmaya başlamıştım. İyice havaya girmeye başlamıştım, ileride Türkiye'yi Eurovision'da temsil günlerin hayalini kurmaya başlamıştım. Belki biraz abartmış olabilirm ama konu T. olunca ondan hep bir adım önde olmalıydım.

Sonunda o gün geldi çattı ve albüm piyasaya sürüldü. Diyarbakır surlarında çekilen bir kliple de albümü taçlandırdım. İşte şimdi T. hasetinden çatlayabilirdi. Başarı grafiğim çok iyiydi, desteğini aldığım İbo'yla birlikte cidden çok güzel bir iş kotarmıştık. O sene Kral TV Müzik ödüllerinde hem en iyi çıkış yapan sanatçı, hem de en iyi türkücü dallarında aday oldum ve iki ödülü de kazandım. Albümden elde edilen geliri Diyarbakır'da okul yapımına bağışlayarak iyice gönüllere taht kurdum.

Şimdi ikinci adımın atılma vaktiydi. Şiir kasedi...

Hiç yorum yok: