
Yalnızlık ve Dertler Üzerine...
Yalnızlık nedir?
Firuzağa kahvesinde demli bir çayı eski bir dostla paylaşamamak mı?
Yoksa Nasa'da bir roketin fırlatılışını tüm dünyayla paylaşırken, gönderilen astronotun marstaki yalnız duygularını paylaşmak mı?
İkisinin de olmadığını gördüm gri kaldırımlarda yürürken hasret ve acıyla. Yalnızlık bir kedinin kapalı pencereme gelip miyaw demesiydi benim için. Evrensel bir histi bu.
Ve hep içimde yer edecekti.
Deli gözleriydi kedinin giren penceremden içeri.
O yalnız bakan gözlerindeydi yalnızlık bir pencere eni kalınlığındaki evimde.
Miyav değişi ise bir isyandı dünyaya dudağında, dilinde patilerinde izi olan.
Yolculuğunun ne zaman olduğunu bilemeden miyavlayan o kedi anlattı bana yalnızlığı.
Hatırlattı rotasız , yönsüz yolculuklarımı.
Yıllardır uyuttuğum gülümseyen aşlarımdı yalnızlık daha hiç tanışmadığım.
Sevebilmekti esas olan veya yok olan.
Oysaki bir kız gülümsemesiydi yalnızlık günlerden pazarken Cihangir'de.
Çünkü sevemeyenlerin yalnızlığı eskikti bir yerde alabora olmuş rüzgarın sertliğinde.
Bakkalın karısı Naciye Ablanın 4 yanında 4 peygamber gibiydi müşterilerin yalnızlığı ayaklarında 1000 kiloluk hayat yüküyle.
"Bir Winston Soft verir misin Naci Abi?" deyişimdeki samimiyetin "Günaydın!" deyişimdeki uykusuzlukluğumla karşılaştırılmasındaki deccal duydulardı o anı yalnız yapan.
Eve gittiğimde seni bulamamamdı benim yalnızlığım.
Yağmur yağınca içimin temizlenmesiydi.
Toprak Kokmasıydı,
İçimin renklenmesiydi,
Non lineer color setlerinde haracanan zamandı yalnızlık.
Yüzümün gülmesi için Senin bir gel dememendi.
Kedinin miyav çığlıklarıydı...
Evet dostlar, yalnızlık bunlardı benim için bu kadar basitti.
120108 - Cumartesi Sabaha Karşı @ Cihangir Blues
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder