
‘’Down and Out in Paris and London’’ isimli makalemin Türkçe çevirisidir.
Parasızlık, biz entelektüel camianın sıklıkla çektiği, her seferinde de sonuçlarından müzdarip olduğu en büyük dertlerdendir sevgili okur. Nabokov’ un o sırada daha yaratıcı olduğunu düşüdüğü için ayakta yazdığı iddia edilir. Halbu ki kendisinin sandalye alacak parası yoktu. Yoksa Poe muydu o? George Orwell bulaşık yıkamamış mıdır zamanında? Entelin kaderidir bu; parasızlıkla yontulur.
Geçenlerde bir şişe kırmızı şarap almak için bakkala gittim. Şarabımı seçip kasaya doğru ilerledim, cüzdanıma baktığımda sadece 5 liramın kaldığını gördüm. Bakkaldan ‘param bitmiş’ diyip ayrılmak olmazdı, ayıptır. Kıvrak zekam sayesinde bakkalda kesinlikle bulunmayacak birşey isteyip bulamayınca mekanı terketmeyi düşündüm. ‘ Abi Red Ale var mı?’ diye sordum. Varmış. 3 lirayı böylece heba etmiş olduk; ama güzel bira. Karnım da pek bir acıkmıştı. Paramı idareli kullanmak için en makul seçeneğin simit olduğunu düşündüm. Sokağın başındaki simitçiye gidip bir simit aldım. Zeytin-peynir ister misin sorusuna olumsuz yanıt alınca elemanın bozulduğunu düşündüğümden, hem ‘Eyvallah, teşekkür ederim’ dedim hem de hayırlı işler diledim. Fazla abarttığımı düşünecek ki cevap vermedi. Lan adamı üzdük mü acaba o da benim gibi para sıkıntısı yaşıyordu herhalde diye düşünürken aklıma şu ana kadar düşündüğüm en iyi fikir geldi.
Sokağın diğer başındaki bankamatiğe kadar koşmaya başladım. Yarı yolda yorulup, yoluma hızlı yürümeyle devam ettim. Bankamatiğin yanındaki duvara oturup beklemeye başladım. Bu sırada yanımdan geçen kazı-kazancıdan hadi belki bir şans diyip kazı-kazan aldım. Oldu olmadı derken cebimde 50 kuruş kaldı. O da akşam simidi olmak için beklemeye koyuldu. Neyse efendim plan şuydu. Bankamatikten para çeken herhangi bir şahış herhangi miktar parasını düşürecekti. O sırada ben devreye girecektim. Hemen koşup düşen parayı yerden kapacaktım. Sonra sahibine ulaştırıp biraz manevi biraz da maddi teşekkürler alacağımı düşündüm. Yanılmışım.Herkes parasına sahip çıkıyor, halkımız bu konuda çok bilinçli; sevindirici bir gelişme. Eve döndüm; elimde bir kuru simit, bardağımda musluk suyu, cebimde koca bir 0, aklımda o sıfrın önüne ne zaman bir rakam gelir de sıfırın bir değeri olur düşüncesi. 0 bana neden o ‘ yu hatırlatır.
O olmazsa olur mu?
Saygılar sevgili okur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder